[VP-005]Dev bir üreteral fibroepitelyal polip olgusunun endoürolojik tanı ve laparoskopik tedavisiMurat Can Kiremit1, Tuna Mut1, Ömer Acar2, Yakup Kordan2, Ayşe Armutlu3, Alan Alper Sağ4, Tarık Esen22Koç Üniversitesi, Üroloji Ana Bilim Dalı, İstanbul, Türkiye 3Koç Üniversitesi Hastanesi, Patoloji Kliniği, İstanbul, Türkiye 4Koç Üniversitesi, Radyoloji Ana Bilim Dalı, İstanbul, Türkiye GİRİŞ: Üreteral fibroepitelyal polip (ÜFP) üreterin nadir görülen benign tümörlerinden biridir. Çoğunlukla proksimalde, sol tarafta ve erkeklerde saptanır. Tedavisinde; robotik ve laparoskopik eksizyon, üreteroskopik ablasyon gibi minimal invazif yaklaşımlar açık cerrahinin yerini almıştır. Bu olgu sunumunda; sağ proksimal üreterden köken almış olan dev bir fibroepitelyal polipin tanı-tedavi süreci özetlenmiştir. YÖNTEM-GEREÇ: Özgeçmişinde özellik olmayan 65 yaşındaki kadın hasta, 2 ay evvel başlayan sağ yan ağrısı ve makroskopik hematüri şikayeti ile hastanemize başvurmuştu. Bulantı-kusma ve ateşi olmayan hastanın belirgin alt üriner sistem yakınması da yoktu. Sigara kullanımı öyküsü olan hastanın üriner sistem taş hastalığı hikayesi mevcut değildi. Fizik muayenesinde ve serum incelemesinde (Hemogram, kreatinin, elektrolitler, C-reaktif protein) özellik saptanmayan hastanın idrar kültüründe üreme tespit edilmedi. Ultrasonografide sağ böbrekte grade 2 hidronefroz ve proksimal üreterde yer kaplayıcı lezyon saptanması üzerine yapılan kontrastlı abdominopelvik BT ve MR incelemelerinde sağ proksimal üreterden köken alan ve orta üretere kadar uzanan yaklaşık 7 cm uzunluğunda ve 20 mm genişliğinde, kontrast tutan kitlesel lezyon saptandı. Kitlenin distaline kontrast madde geçişi mevcuttu. Radyolojik olarak metastatik lezyon veya lenfadenopati saptanmamıştı. BULGULAR: Genel anestezi altında önce sağ üreteroskopi yapılarak orta üretere kadar çıkıldı. Bu seviyede lümene protrüde olan düzgün yüzeyli solid kitle görüldü. Kitle, endoskop ile ve kılavuz tel rehberliğinde daha proksimale çıkılmasını engelliyordu. Bunun üzerine kitleden punch biyopsi alındı, frozen incelemede malignite varlığı dışlandı ve ardından transperitoneal laparoskopik yaklaşım ile ÜFP’yi barındıran üreteral segment serbestleştirildi. Üreterotomiyi takiben ÜFP’nin köken aldığı mukozal yüzey ortaya kondu ve sapından üreter duvarı ile beraber komplet olarak eksize edildi. 4/0 vicryl, kontinü dikişler ile, double-j stent üzerinden üreteroüreterostomi yapıldı. Toplam ameliyat süresi 117 dakika, kanama miktarı 30 cc idi. Postoperatif 1. gün komplikasyonsuz eksterne edilen hastanın 6. haftada double-j stenti alındı. Patoloji sonucu ÜFP ile uyumlu olarak rapor edildi. Postoperatif 3. ayda MR Ürografi ile değerlendirilmesi planlandı. SONUÇ: Üreteral kitlelerin radyolojik değerlendirmesinin yetersiz kaldığı olgularda endoskopik inceleme ve biyopsi gerekmektedir. ÜFP gibi benign oluşumlarda organ koruyucu yaklaşımlar ile cerrahi tedavi mümkündür. Laparoskopik üreteral segmental eksizyon + üreteroüreterostomi, büyük ÜFP’lerin cerrahi tedavisinde tercih edilebilecek minimal invazif yöntemlerden birisidir. The endourological diagnosis and laparoscopic treatment of a giant ureteral fibroepithelial polypMurat Can Kiremit1, Tuna Mut1, Ömer Acar2, Yakup Kordan2, Ayşe Armutlu3, Alan Alper Sağ4, Tarık Esen22Koc University School of Medicine, Department of Urology, Istanbul, Turkey 3Koc University Hospital, Department of Pathology, Istanbul, Turkey 4Koc University School of Medicine, Department of Radiology, Istanbul, Turkey INTRODUCTION: Ureteral fibroepithelial polyp (UFP) is a rare benign tumour of the urinary tract. It is frequently seen in men, on the left side and at the proximal ureter. Regarding its treatment; open surgery has been replaced by minimally invasive alternatives. Herein, the management strategy of a giant UFP, originating from right proximal ureter, has been summarized. MATERIALS-METHODS: A 65-year-old female smoker, with an unremarkable history, presented due to right flank pain and gross hematuria. She did not report any accompanying symptoms. Physical examination findings and routine blood/urine workup were within normal limits. Ultrasound detected grade-2 hydronephrosis on the right side together with an ipsilateral ureteral mass. Cross sectional imaging revealed a contrast enhancing, 7x2cm, proximal ureteral mass extending down to mid-ureter. Contrast material could be detected distally beyond the mass. Neither metastases nor lymphadenopathies were evident radiologically. RESULTS: A smooth, solid, protuberant mucosal mass was detected in right proximal ureter upon ureteroscopy. Neither an ureteroscope nor a guidewire could be advanced proximally around the mass. Multiple biopsies were taken and malignancy was excluded by frozen section analysis. Thereafter, the involved ureteral segment was isolated via a transperitoneal laparoscopic approach. Following an ureterotomy, the root of the mass was exposed and the polyp-like structure was completely excised with macroscopically clear margins. Ureteroureterostomy was achieved over a double-j stent via continuous 4/0 vicryl sutures. Operative duration was 117 minutes and estimated blood loss amount was 30 cc. The patient was discharged the day after the surgery and the double-j stent was removed during the 6th postoperative week. Histopathological analysis confirmed the diagnosis UFP. The urinary tract will be reassessed with an MR urography at postoperative 3rd month. CONCLUSIONS: Endoscopic examination and biopsy are necessary in cases where the radiological work-up of ureteral masses remains inconclusive. Surgical treatment in an organ sparing fashion is possible for benign lesions such as UFP. Laparoscopic segmental excision + ureteroureterostomy is one of the minimally invasive methods that may be safely and effectively employed for the surgical treatment of large UFPs. |