[PP-154]Üreter taşı hastalarında tanı anındaki lökositürinin spontan pasaja etkisiNusret Can Çilesiz, Taha Göv, Arif Özkan, Burak Arslan, Buğra Çetin, Tolga Eroğlu, Enver ÖzdemirGİRİŞ: Üriner sistem taş hastalığı üroloji hekimlerinin en sık karşılaştığı hastalıklardan biridir. Üriner sistem taşları en sık böbrekte saptanırken %20'si üreter lokalizasyonunda saptanmaktadır. Üreter taşlarının önemli bir kısmı spontan olarak düşebilir. Spontan pasaj ihtimalini artıran ve azaltan faktörler ise başlıca taşın boyutu ve lokalizasyonu olmasıyla birlikte son zamanlarda bazı inflamasyon faktörlerinin taşın impakte olmasını öngörebileceği gösterilmiştir. Bizim çalışmamızda tanı anındaki tam idrar tahlilindeki bulguların taşın pasajına olan etkisi araştırıldı. MATERYAL-METOD: Ağustos 2016-Kasım 2016 arasında renal kolik atağı ile başvuran ve kontrastsız BT görüntülemesinde 5- 10 mm boyutunda tek üreter taşı olan 54 hasta dahil edildi. Hastaların tanı anındaki tam idrar tahlili ve idrar kültür antibiyogram bulguları kaydedildi. Ardından hastalara 4 hafta boyunca >3lt sıvı alımı, tamsulosin ve diklofenak tedavisinden oluşan MET (Medikal Ekspulsif Tedavi) rejimi uygulandı. İkişer haftalık periyodlarla yapılan poliklinik kontrollerinde hastaların taşı düşürüp düşürmediği sorgulandı. Ayrıca USG (ultrsaonografi) ile ilerleyici hidronefroz, VAS (vizüel analog scala) ile ağrı derecesi sorgulanarak girişimsel tedavi endikasyonu olup olmadığı kontrol edildi. Çalışmanın sonunda taşı düşüremeyenler pasaj (-); taşı düşürenler ise pasaj (+) olarak gruplandırıldı. BULGULAR: Yaş ortalaması pasaj (-) olan grupta (35,8±9,3); pasaj (+) olan grupta (38±10,9) olarak hesaplandı. VKİ pasaj (-) olan grubun (26,4±4,7); pasaj (+) olan grubun (26,5±3,6) olarak hesaplandı. Hastaların demografik özellikleri istatistiksel olarak kıyaslandığında; pasaj olan ve olmayan grupta hastaların yaşları, cinsiyet dağılımı, BMI değeri ve sigara kullanım oranları arasında anlamlı farklılık saptanmadı. Pasaj olan ve pasaj olmayan iki grup arasında bakteriüri oranı (%6,7 vs %0) açısından anlamlı farklılık saptanmadı. Bununla birlikte pasaj olmayan grupta lökositüri oranı (%58,3 vs %20) anlamlı olarak daha yüksekti (p ˂0.05). SONUÇ: Bizim çalışmamızda pasaj olan grubun %20'sinde, pasaj olmayan grubun ise %58,3’ünde lökositüri görülmüş olup aralarında istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmıştır (p=0.004). İdrar analizinde görülen steril lökositürinin pasaj olmayan grupta daha fazla oranda görülmesinin mukozal inflamasyonun fazlalığına işaret ettiğini düşünmekteyiz. Spontaneous passage effect of leukocyturia at diagnosis in ureter stone patientsNusret Can Çilesiz, Taha Göv, Arif Özkan, Burak Arslan, Buğra Çetin, Tolga Eroğlu, Enver ÖzdemirINTRODUCTION: Urinary system stones are one of the most common diseases that encountered by urologists. Urinary system stones are most commonly detected in the kidneys and 20% are detected in the ureter localization. A significant number of ureter stones may fall spontaneously. Factors that increase and decrease the probability of spontaneous passage are mainly stone size and localization, but recently it has been shown that some inflammatory factors may predict stone impaction. In our study, the passage effect of the findings of the full urinalysis at diagnosis was investigated. MATERIALS-METHODS: From August to November 2016, 54 patients with renal colic were included to the study, who had single ureteral stone with size of 5-10 mm on non-contrast CT imaging. Complete urinalysis and urine culture antibiogram findings were recorded at the time of diagnosis of the patients. Then, MET is administered, which is consisting of > 3lt fluid intake, tamsulosin and diclofenac treatment for 4 weeks. Two-weekly policlinic checks made and patients were questioned whether the stone is dropped or not. In addition, progressive hydronephrosis, pain grade were interrogated with VAS and interventional treatment indications were checked. At the end of the study, those who can not dropped the stone were grouped as passage (-); And those who dropped the stone were grouped as passages (+). FINDINGS: The mean age in the passage (-) group was (35.8±9.3); passage (+) group was (38±10.9) respectively. BMI in the group with passage (-) (26,4±4,7); passage (+) Group (26,5±3,6) respectively. When the demographic characteristics of the patients were compared statistically; There was no significant difference between the age, sex distribution, BMI values and smoking rates of patients. There was no significant difference in the bacteriuria ratio (6.7% vs 0%) between the two groups. However, the rate of leukocyturia (58.3 vs 20%) was significantly higher in the non-passage group (p ˂0.05). CONCLUSION: There was a statistically significant difference passage (-) and passage (+) groups (%20/%58.3) (p = 0.004). We believe that the presence of sterile leucocyturia in the urine analysis more often in the non-passaging group indicates an excess of mucosal inflammation. Üreter taşlı hastalarda lökositüri ve bakteriürinin spontan pasaja etkisi
The effect of leukocyturia and bacteriuria at spontaneous passage of ureteral stones
|