[PP-125]Radikal Sistoprostatektomi Yapılan Hastalarda İnsidental Prostat Kanser Saptama Oranı ve Buna Etki Eden Faktörlerin İncelenmesiKutluhan Mustafa Erdem, Övünç Kavukoğlu, Yavuz Karaca, Ahmet Halil Sevinç, Burcu Hancı, Fatih Üstün, Kubilay Sabuncu, Mehmet Bulut, Osman Murat İpekRadikal Prostatektomi spesmenlerinde insidental prostat kanser saptama yüzdesi %17 -70 olarak görülmüştür. Sistoprostatektomi sonrası izlemde ise saptanan prostat kanserine yönelik izlem çoğunlukla geri planda kalmaktadır AMAÇ Senkron olan bu tümörlerin bir önemi heredite açısındandır.Bu insidental kanserin hangi göstergelere bağlı olduğunun anlaşılması bu durumun ön görülebilmesini sağlayıp, sistoprostatektomi aşamasına gelinmeden biyopsi gerekliliğinin öngörülmesini, bu sayede bu aşamaya gelmeyecek hastaların cerrahisinin bu yönde yapılmasını sağlayabilir. GEREÇ VE YÖNTEMLER Çalışmaya kasım 2010 ve mayıs 2017 arasındaki 127 hasta retrospektif olarak alındı. Öncesinde transrektal biyopsi yapılmış olan hastalar alınmadı Hastaların değerlendirme kriterlerinde patoloji; benign, high grade pin, ürotelyal karsinom invazyonu, prostat adenokanser olarak ayrıldı. Psa ortalamaları ayrı ayrı değerlendirildi.Rektal muayene bulguları pozitiflik oranlarına bakıldı. Pozitif rektal muayene sulkusların kapalı oluşu, sertlik, nodül olarak değerlendirildi. Ayrıca prostat adenokanser olan hastlar da bu kriterler açısından kendi içerisinde tekrar sınıflandırıldı. Karsinom invazyonu olan lenf nodlarının oranı da her grupta ayrı olarak ve pozitif lenf nodu başlığı altında değerlendirildi. Çalışmaya alınan hastaların prostat patoloji spesmenlerinde %28 benign, %33 prostat adenokanser, %14 ürotelyal karsinom invazyonu şeklinde görüldü. PSA ortalaması benign grupta 2,4 iken prostat adenokanser grubunda 1,9, ürotelyal karsinom grubunda high grade pin grubuna yakın olarak 0,8 olarak görüldü. Rektal Muayene pozitifliği %42 ile ürotelyal karsinom grubunda en yüksek saptanırken diğer gruplarda benzerdi. Pozitif lenf nodu oranı ürotelyal karsinom invazyonu olan hastalarda %47 ile en yüksek oranda iken prostat adenokanser hastalarında %16 ile en düşük orandaydı. Prostat adenokanser saptanan hastaların %87 si gleason 3+3 adenokanser patolojisine sahipti. Gleason 3+3:6 olan hastalarda pozitif lenf nodu oranı toplam adenokanser hastalarının pozitif lenf nodu oranına yakın olarak %20 şeklindeydi. SONUÇ Psa oranının en yüksek olarak benign grupta, rektal muayene pozitifliğinin en yüksek oranda ürotelyal karsinom grubunda olması bu iki kriterin prostat kanseri öngörmede etkisinin sınırlılığını göstermiştir. Pozitif lenf nodu oranı çalışmamızda en düşük prostat kanseri grubunda görülmüştür. Bu durum senkron kanserin lenf nodu metastaz oranını düşürme konusundaki etkisi yönünden düşünmeye değerdir. Prostat kanseri pozitifliği görülmüş hastalar çoğunlukla değerlendirildiğinde önceki çalışmalara benzer şekilde düşük evreli görülmüştür. PSA ortalamaları ise düşük ve yüksek evreli kanser arasında benzerdir.Bu insidental birlikteliği ortaya koymak için daha çok çalışmaya ihtiyaç vardır The Incidence of Incidental Prostate Cancer Detection in Patients Undergoing Radical Cystoprostatectomy and Investigation of Factors Affecting ItKutluhan Mustafa Erdem, Övünç Kavukoğlu, Yavuz Karaca, Ahmet Halil Sevinç, Burcu Hancı, Fatih Üstün, Kubilay Sabuncu, Mehmet Bulut, Osman Murat İpekA total of 127 patients between November 2010 and May 2017 were retrospectively studied. Patients who underwent transrectal biopsy were excluded.Pathology in the evaluation criteria of the patients; Benign, high grade pin, urothelial carcinoma invasion, prostate adenocancer.Psa averages were evaluated separately. Positivity rates of the rectal examination findings were evaluated.Positive rectal examination was evaluated as closed formation, rigidity, nodule of sulcus. In addition, patients with prostate adenocancer were reclassified in terms of these criteria. The proportion of lymph nodes with carcinoma invasion was also assessed separately in each group and under a positive lymph node heading.In the patients with prostate pathology, 28% benign, 33% prostate adenocarcinoma and 14% urothelial carcinoma invasion were seen in the study patients. The mean PSA was 2.4 in the benign group and 1.9 in the prostate adenocancer group and 0.8 in the urothelial carcinoma group, close to the high grade pin group. Rectal examination positivity was highest in urothelial carcinoma group with 42%, similar to other groups. Positive lymph node rate was the lowest in patients with urothelial carcinoma invasion (47%) and lowest in prostate adenocancer patients (16%). 87% of patients diagnosed with prostate adenocancer had gleason 3 + 3 adenocancer pathology. In patients with Gleason 3 + 3: 6, the positive lymph node rate was close to 20% of the total lymph nodes in the total adenocancer patients. In the benign group with the highest Psa ratio, rectal examination positivity was highest in the group of urothelial carcinomas, and these two criteria showed the limited effect of predicting prostate cancer. Positive lymph node rate was found in our study group with the lowest prostate cancer. This is worth considering in terms of the effect of synchronous cancer on reducing the lymph node metastasis rate. Patients with prostate cancer positivity were seen as having a low grade, similar to previous studies, when assessed mostly. PSA averages are similar between low-grade and high-grade cancers. More work is needed to establish coincidental cohort Tablo 1
Patoloji, PSA, Muayene ilişkisi Table 1
Pathology, PSA, Examination relation |