[OP-009]

Peyronie Hastalığı Rat Modelinde İntrakavernozal Mitomisin-C Uygulamasının Histopatolojik Etkisi

Engin Kaya1, Yusuf Kibar2, Sercan Yilmaz1, Ayhan Özcan3, Burak Köprü4, Turgay Ebiloğlu1, Hasan Cem Irkılata1
1Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Ankara
2Koru Hastanesi, Ankara
3Yeni Yüzyıl Üniversitesi, İstanbul
4Konya Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Konya

Peyronie hastalığı, tunika albugineada (TA) fibröz plak formasyonuyla karakterize, penil kurvatür, erektil disfonksiyon ve ereksiyon sırasında ağrı ile ilişkili olabilen bir hastalıktır.
Onsekiz erkek ratın kullanıldığı çalışmada, ratlar TGF-β1 enjeksiyonu (Grup 1), TGF-β1+Mitomisin-C (MMC) (Grup 2) enjeksiyonu ve kontrol grubu (Grup 3) olmak üzere 3 gruba ayrıldı. Ratlar, 6. haftada sakrifiye edilerek penisleri eksize edildi.
TA’daki kalınlaşma oranları, trabeküler kalınlaşmaya bağlı sinüzoidal daralma, TA’daki düz kas tabakasının incelme, trabeküler düz kastaki artış, TA’daki elastik liflerde azalma, sinüzoidal duvardaki elastik liflerdeki azalma, hem grup 1 hem de grup 2’de kontrol grubuna göre daha belirgindi. Grup 1 ve Grup 2 karşılaştırıldığında, Grup 2’de bu parametrelerin istatistiksel anlamlı olarak daha düşük olduğu tespit edildi.
TA’nın subsinüzoidal alanlarındaki ve trabeküler duvarın subsinüzoidal alanlarındaki dekorin boyanmaları karşılaştırıldığında, Grup 1’de, kontrol grubuna göre istatistiksel olarak anlamlı dekorin boyanmasında azalma saptandı. Grup 2’de ise kontrol grubuna göre istatistiksel anlam taşımayan azalma gözlendi. Grup 1 ve Grup 2 karşılaştırıldığında ise Grup 2’de istatistiksel anlamlı olmayan dekorin boyanmasında artış olduğu tespit edildi. Subkutan dokudaki dekorin boyanma oranları karşılaştırıldığında, hem grup 1 hem de grup 2’de, kontrol grubuna göre boyanma oranlarında azalma olduğu ve bu bulgunun istatistiksel olarak anlamlı olduğu gözlendi. Grup 1 ve Grup 2 karşılaştırıldığında ise istatistiksel olarak bir fark olmadığı saptandı.
Kantitatif olarak yapılan ölçümlerde TA’nın dorsal kalınlığı, TA’nın ventral kalınlığı ve trabeküler kalınlık değerlendirildi. Grup 1 ve Grup 3 arasında anlamlı bir fark olduğu, Grup 2 ve Grup 3 arasında ise anlamlı bir fark olmadığı gözlendi. Grup 1 ve Grup 2 karşılaştırıldığında da, Grup 2’de tüm parametrelerde istatistiksel anlamlı azalma olduğu saptandı (Tablo 1).
Çalışmamız, MMC kullanımı ile PH tedavisiyle ilgili olarak literatürdeki ilk çalışma özelliğini taşımaktadır. PH’na giden fibrotik süreci engelleyebilecek bir tedavi rejiminin ilk sonuçlarını ortaya koyduk. MMC’nin penil anatomi üzerindeki antifibrotik etkinliğinin histopatolojik sonuçları, fonksiyonel anlamda da fayda sağlayabileceği konusunda umut vermektedir.

The Histopathological Effects of Intracavernosal MItomycin-c Injection In A Rat Peyronie's Disease Model

Engin Kaya1, Yusuf Kibar2, Sercan Yilmaz1, Ayhan Özcan3, Burak Köprü4, Turgay Ebiloğlu1, Hasan Cem Irkılata1
1Gulhane Training and Research Hospital, Ankara Turkey
2Korea Hospital, Ankara, Turkey
3Yeni Yuzyıl University, Istanbul, Turkey
4Konya Training and Research Hospital, Konya, Turkey

Peyronie's disease is characterized by the formation of fibrous plaques in the tunica albuginea (TA), penile curvature and erectile dysfunction associated with pain during erection.
Eighteen male rats were used for the study. Rats were seperated in three groups. Group 1 was TGF-β1 enjection, group 2 was TGF-β1+ mitomycin- c enjection and the third group was control group. The rats were sacrificed at 6 weeks and their penis were excised.
In TA; the ratio of thickening, narrowing sinusoidal trabecular thickening, thinning rates of the smooth muscle layer, increase in trabecular smooth muscle, the reduction rates in elastic fibers, elastic fibers decrease in rates in the sinusoidal wall were more evident in group 1 and group 2 than the control group. In Group 2, these parameters were found to be less statistically significant according to Group 1.
Decorin staining was compared with subsinusoidal field in sinusoidal wall and trabecular area. In Group 1, reduction in staining decorin was statistically significant compared with control group but reduction in staining decorin was not statistically significant in group 2 compared with control group. In group 2, more decorin staining than group 1 were seen without statistically significant. Both in the group 1 and group 2, subcutaneous tissue staining of decorin rates were decreased than the control group without statistically significant. When compared with Group 1 and Group 2 were not statistically significant.
Quantitative measurements were performed with 40X, the dorsal thickness, the ventral thickness and trabecular thickness of TA were evaluated. There was a significant difference between Groups 1 and 3 and there was no significant difference between groups 2 and 3 (Table 1).
Our study is the first study in the literature regarding the use of MMC and PH therapy. We have demonstrated the initial results of a treatment regimen that can prevent the fibrotic process leading to PH. The histopathological results of the antifibrotic activity of the MMC on the penile anatomy give hope that it may also benefit in terms of function.



Tablo 1
Table 1