[SS-003]Huzursuz Bacak Sendromu ve Aşırı Aktif Mesane Birlikteliği: Etyoloji, Prevalans ve Tedavide Etkili FaktörlerCaner Moral1, Mustafa Aydın1, Ahmet Yılmaz2, Lokman İrkılata1, Alper Bitkin1, Mustafa Kemal Atilla12Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Nöroloji Kliniği, Samsun Amaç Ortak patofizyolojiye sahip oldukları düşünülen Huzursuz Bacak Sendromu (HBS) ve Aşırı Aktif Mesane (AAM)’den sorumlu olan fizyolojik mekanizma veya anatomik bölgeler bilinmemektedir. Ancak HBS ve AAM’nin beyin sapı düzeyinde ortaya çıkan ve spinal eksitabilitede değişikliklere neden olan supraspinal bir ritmin parçası olduğu düşünülmektedir. Bu çalışmada her iki hastalıktaki ortak mekanizmaları, HBS ve AAM birlikteliği; etyoloji, prevalans ve tedavide etkili faktörleri araştırmayı amaçladık. Materyal ve Metod Çalışmaya nöroloji polikliniğine başvuran Uluslararası Huzursuz Bacak Sendromu Çalışma Grubu tanı kriterlerine göre HBS tanısı almış 60 hasta alındı. Bu hastalara tedavi amaçlı 1 ay süreyle pramipexole (0.25 mg 1x1) başlandı ve semptom şiddetine göre doz ayarlaması yapıldı. İlacın hastalar üzerindeki tedavi etkinliği kullanılan skorlamalarla değerlendirildi. HBS tanısı alan hastalar üroloji polikliniğine yönlendirildi ve aynı hekim tarafından ayırıcı tanı için muayene edildi, üriner ultrasonografi yapıldı. İdrar tetkiki, idrar kültürü, serum kreatinini, serum C-reaktif protein düzeyleri ölçülerek AAM ayırıcı tanısı yapıldı. Ayrıca tüm hastalara HBS için tedavi öncesi ve sonrası Türkçe valide edilmiş AAM sorgu formu dolduruldu. Bulgular Çalışmaya alınan 60 HBS olan hastada ve kontrol grubundaki 60 olguda, cinsiyet açısından anlamlı fark saptanmadı (p=0,540). HBS grubu ve kontrol grubu yaş ortalaması arasında istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmadı (p=0,056). HBS grubu ile kontrol grubunun vücut kitle indeksi açısından değerlendirilmesinde her iki grubun ortalamaları arasında istatistiksel açıdan anlamlı fark görülmedi (p=0,373). Bulunan değerler kıyaslandığında AAM, HBS grubunda kontrol grubuna göre istatistiksel olarak anlamlı yüksek bulunmuştur. HBS tedavi öncesi ve sonrası AAM semptom skorlarında istatistiksel olarak anlamlı düşme gözlendi (p<0.001). Sonuç Sonuç olarak çalışmamız AAM prevalansının HBS’de, sağlıklı kontrol grubu bireylere göre daha yüksek olduğunu ortaya çıkarmıştır. Nigrostriatal dopaminerjik sistemin her iki hastalıktaki ortak patofizyolojik mekanizmaların merkezi olduğunu düşündüren bulgular mevcut olup, yapılan sınırlı sayıda çalışmada ve bizim çalışmamızda HBS tedavisinde kullanılan dopamin agonistlerinin özellikle standart tedaviye yanıt vermeyen AAM tedavisinde bir tedavi şeçeneği olarak kullanılabileceğini düşündürmektedir. Bu konuda daha fazla hasta sayısını içeren geniş kapsamlı çalışmalara ihtiyaç vardır. Conjunction of Restless Legs Syndrome and Over Active Bladder: Etiology, Prevalence and Factors Influencing TreatmentCaner Moral1, Mustafa Aydın1, Ahmet Yılmaz2, Lokman İrkılata1, Alper Bitkin1, Mustafa Kemal Atilla12Department of Neurology, Samsun Training and Research Hospital, Samsun, Turkey. Purpose Physiological mechanisms or anatomical regions that are thought to have common pathophysiology with Restless Legs Syndrome (RLS) and the exact etiology of Over Active Bladder (OAB) are not known. However, RLS and OAB are thought to be a part of a supraspinal rhythm that expressed at the brainstem level and resulted in spinal excitability. In this study we aimed to investigate common mechanisms in both diseases, RLS and OAB association, etiology, prevalence and factors influencing treatment. Material and Method A total of 60 patients who applied to the Department of Neurology and who were diagnosed as RLS according to International Restless Legs Syndrome Study Group criteria were included in this study. These patients were given Pramipexole (0.25 mg 1x1) for 1 month and dose adjustment was made according to symptom severity. Efficacy of treatment was evaluated by scorings. Patients diagnosed with RLS were directed to the urology clinic and these patients underwent medical examination, urinary ultrasonography, urine test, urine culture, and the measurement of serum creatinine, serum crp levels. With these findings, differential diagnosis of OAB was established. Additionally, all the patients were instructed to fill in validated OAB questionaire in Turkish prior and after treatment. Results No differences were noted regarding gender in both study and control groups. (p=0.540). Considering mean ages between RLS and control group, no statistically differences were determined(p=0.056). There were no significant differences regarding mean body mass index values between patients and the control group (p=0.373). OAB was found to be higher in RLS group compared controls. OAB symptom scores showed significant decrease prior and after treatment (p<0.001). Conclusion OAB prevalence in RLS was found to be higher compared to healthy controls. There are data suggesting that Nigrostriatal Dopaminergic System was the center of the common physiopathological mechanisms responsible for both RLS and OAB diseases. In a few studies including ours, dopamine agonists used for RLS in patients resistant to standard treatment of OAB, were concluded to serve as a treatment option. Further detailed studies with more patients are needed. HBS ve kontrol grubunda AAM olgularının dağılımı ve gruplar arasında AAM semptom skorlarının karşılaştırılması
HBS and the distribution of cases and in the control group and AAM between groups comparison of OAB symptom score
|